Mahmut Yıldırım, kod adı: Yeşil.
kürt/zaza kökenli Türk kontrgerilla.
Kasım 1975’te askerden geldikten MİT adına çalıştı. Elazığ’da 1977’de Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve başladı.
dört yıl sonra farklı bir göreve soyunup, farklı bir isimle anılmaya başladı. Operasyonlarda pkk’lı gibi giyinen Mahmut Yıldırım, güvenlik görevlilerince ayırt edilebilmek için ‘yeşil fular’ takıyordu. abdullah öcalan’ı öldürmek için gönderildikten 3 ay sonra öldürülmemesi için emir verilmiştir ve Yıldırım’ın buna isyanı üzerine vatan haini ilan edilmiştir, Daha sonra ülkeyi terkederek 1996’da Şam’da bulunduktan sonra tekrar kendisinden haber alınamamıştır.
JİTEM subayı AhmetErsever’ in öldürülmesinden, Güneydoğu’daki pek çok fail-i meçhul cinayete kadar sayısız olayda tetikçilik yaptığı belirlendi. Hatta abdullah öcalan’ın Suriye’de öldürülmesi için görevlendirilen ekipte de yer aldı.
Yeşil kodunu kullananlardan biri üst düzey görevlerde bulunuyor. Bir dönem Güneydoğu’da PKK’ya karşı yürütülen mücadelede özel operasyonlar, karşı gerilla eylemleri, taktikleri onun yönetiminde yapıldı.
Musa Anter, Cem Ersever, Tarık Ümit ve Behcet Cantürk olmak üzere birçok faili meçhul cinayette zanlı biçim de isminden söz edilmektedir.
90′ lı yıllarda JİTEM üyelerinin devriye aracı olarak bilinen Beyaz Toros Güneydoğu/Doğu bölgelerinde bir çok kürt kökenlilerin korkulu rüyası haline gelmiştir.o araca bindirilen insan bir daha geri dönememiştir.Savaş uçaklarından Tanklardan daha tehlikeli bi taaruz aracıdır.
70 80 90’lı yıllarda binlerce kişi faili meçhul bir şekilde infaz edilmiştir.
ölüm arabalarıydı beyaz Toroslar. JİTEM hiç kimseden, hiçbir şeyden çekinmediği içindir tanınmaktan da çekinmiyordu.
O yıllarda eve biraz geciksem yaşlı annem balkona çıkar, çevrede beyaz Toros var mı yok mu diye bakınırdı. Eğer bir sokaktan bir beyaz Toros iki kere geçmişse bu kesin “uğursuzluk” addedilirdi. Zira o sokakta artık kötü şeylerin gerçekleşme vakti gelmişti.(Ahmet AY)
Güneydoğu’daki faili meçhul cinayet ve olayların “kara kutusu” Albay Cemal Temizöz davasında, tanık ifadeleri tüyler ürpertirken, Beyaz Toros aracın “terminatör” gibi ölüm kustuğu iddia edildi.
DİYARBAKIR-Şırnak’ta 1993-95 yıllarında işlenen cinayetlerin sorumlusu olduğu iddiasıyla Cizre eski belediye Başkanı Kamil Atak ve PKK itirafçılarıyla birlikte tutuklu bulunan Albay Cemal Temiöz’ün yargılanmasına bugün devam edildi. Duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliyesi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Adliye binasına girmek isteyenler üst araması ve kimlik kontrolünden geçirildi. 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 17’nci duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atak, Tamer Atak, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atak hazır bulundu.
2 KİŞİ GÖTÜRDÜ, CESEDİ BULUNDU
Duruşma tanıkların dinlenmesiyle devam edildi. Bugünkü duruşmada, Cizre’deki işyerinden silahlı kişiler tarafından alınan ve daha sonra cesedi bulunan Ramazan Elçi cinayeti ile ilgili tanıklar dinlendi. Ramazan Elçi’nin gözaltına alındığı günü anlatan işyeri komşusu Abdullah Gök, Elçi’nin işyerinin önüne bir araba gelip durduğunu, içinden inen iki kişinin içeriye girdiğini belirterek, “İkisi de silahlıydı. Elçi’nin işyerine girdiler. Ramazan’ı alıp arabaya bindirip götürdüler. Ramazan birkaç gün sonra ölü bulundu. Taziye kurdular, taziyesine katıldım” dedi.
Yeşilin Kendi Anlattığı varsayılan olay
“Ben Abdullah Öcalan’ın yanına kadar gittim, orada onu öldürmek için tam 3 ay bekledim. 3 ay hainlerle yaşadım, yılan yedim böcek yedim. Artık sabrım kalmadı ve Jitem’den bana bu emri veren albayla irtibata geçtim “Neyi bekliyorum efendim, bu emir ne zaman gelecek?” dedim. Albay bana “Emir büyük yerden, öldürmeden geri geleceksin.” dedi. Duyduğum laflar karşısında fenalık geçirdim. Ben para için değil binlerce askeri öldüren soysuzların hesabını kesmek için bu görevi üstlendiğimi bildirdim Jitem’ci albay’a. Bana ömrün hapiste çürür dedi, sonra ona dedim ki “Birazdan apoyu öldüreceğim, sonra seni ve sana o emri veren makamdakileri.” Bunlar devletin bütün birimlerine sızmış. Apoyu öldüremedim, o gece dağ kadrosunda bir tane hain olduğunu öğrendim telsiz’den. Herkesi sorgulamaya başladılar, yakalanmam an meselesiydi. Apo’yu alıp götütürdüler kamptan. Gece olunca zar zor ayrıldım kamptan. Ve giderken şunu yazdım “Yeşil bir kere geldi, bir daha geldiğinde hiçbiriniz yaşamayacaksınız!” Türkiye’ye gelemedim, hain ettiler beni. En çok zoruma bu gitti, milletimin beni hain bilmesi.
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth.
Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit
different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be
efficiently
managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation.
Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the
game.
Work for the good of your country and
see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules.
First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you
will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress
as a fighter.
You will work in either private companies which are owned by players or government companies which
are owned by the state.
After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your
own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock
company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
"E-Sim is one of the most unique browser games out there"
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics
in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes.
From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability
to run for the head of the party you're in.
You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws
proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself.
Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you.
You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential
elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state
(for example, who to declare war on).
Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have
a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military.
In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control
over territories which in return grant them access to more valuable raw materials.
For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have
to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on
their territory.
You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life
as a pacifist
who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling
products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game.
It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present
in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth
according to their own.
So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.